Kanser nedenleri: Revizyonlar arasındaki fark
[kontrol edilmiş revizyon] | [kontrol edilmiş revizyon] |
İçerik silindi İçerik eklendi
Kaynak düzenlenmesi |
Geçnel dz (alt başlıklar, Vikipedi’de büyük harfler ile yazılmaz) |
||
1. satır:
'''Kanser nedenleri'''
===[[Fiziksel]] kanserojenler===
▲* '''Çevreden gelen (ekzojen) kanserojenler'''
▲* '''Organizmanın kendisinde bulunan (endojen) kanserojenler'''
▲* '''Yardımcı faktörler'''
▲== Çevreden gelen (ekzojen) kanserojenler ==
▲==== Radyasyon ====
[[Morötesi|Ultraviyole]] ışınları ve [[iyonlaştırıcı radyasyon]] kanserojen etkisi olan fiziksel nedenlerin başında gelir. <ref name=":0" /><ref name=":1" /><ref name=":2" /><ref name=":3" /><ref name=":4">Lichtenstein P, Holm NV, Verkasalo PK, et al. Environmental and heritable factors in the causation of cancer--analyses of cohorts of twins from Sweden, Denmark, and Finland. ''New England Journal of Medicine,'' 343 (2): 78–85, 2000</ref>
Satır 18 ⟶ 13:
İyonlaştırıcı radyasyonun olumsuz etkilerinin ilk örnekleri Alman ve Çek maden işçilerinde akciğer hastalığı olarak ortaya çıkan ve ölümle sonlanan olgulardır. Ölen Alman ve Çek maden işçilerine 1920li yıllarda yapılan otopsilerde işçi ölümlerine madenlerdeki [[radyum]] etkisiyle oluşan [[Akciğer kanseri|akciğer kanser]]<nowiki/>inin neden olduğu anlaşılmıştı (o yıllarda ''[[Marie Curie|Madam Curie]]'' radyum üzerinde çalışmaktaydı; Curie ve kızı radyasyona bağlı lösemiden öldüler). Bir süre sonra [[X ışını|röntgen]]<nowiki/>in tıpta kullanılmasına başlanmasıyla birlikte radyologlarda görülen deri kanserleri farkedilir. Röntgen (x-) ışınları ile beta ve gamma ışınlarının küçük dozları bile genler üzerinde zehir etkisi (genotoksik etki) gösterir ve kanser yapabilir. Bu tür bir irradyasyon latent onkogen virüsleri aktive edebilir. Bağışıklık sistemini bozarak öteki kanserojenlerin düşük dozda bile etkili olmasına yol açabilir. DNA zarara uğrar, [[gen]]<nowiki/>lerde [[mutasyon]], [[kromozom]]<nowiki/>larda kırılmalar yapabilir. [[Radyoterapi]] sonrası gelişen tümörler ile düşük dozda da olsa kronik radyasyon etkisinde kalanlarda ikinci primerler sıkça görülür; örneğin, [[meme kanseri]] tedavisinde uygulanan [[toraks]] irradyasyonuna bağlı akut ve kronik [[lösemi]]<nowiki/>ler, öteki memenin karsinomu, [[Akciğer kanseri|akciğer]] ve [[Tiroid kanseri|tiroid]] kanserleri ile deride skuamöz hücreli karsinom.<ref name=":0" /><ref name=":1" /><ref name=":2" /><ref name=":3" />
'''İyonlaştırıcı radyasyona bağlı tümör örnekleri:'''
{| class="wikitable"
|''Röntgen (x-) ışınları''
Satır 49 ⟶ 44:
|}
====
“Hasta, 18 ay önce kolunu ya da bacağını bir yere çarptığını, şimdi orasının hızla şişmekte olduğunu söyler. Hekim gerekli incelemeleri yapar ve şişliğin tümör olduğunu anlar”. Anlatılan bu durum bir an mekanik travma ile tümör arasında ilişki bulunduğunu düşündürür. Özellikle çocukluk çağında kemik travmaları çok sıktır ve eğer her travma yerinden tümör çıksaydı “''herkeste tümör bulunması''” gerekirdi. Kemik kırıkları ve kemik ameliyatları da güçlü birer travma oldukları halde buralardan tümör çıkmamaktadır. Bugün kabul edildiğine göre ya tümör travmadan önce başlamıştır ya da ortamda güçsüz bir kanserojen vardır ve genotoksik etkisini yerel direnci bir an için kıran travmanın yardımıyla göstermiştir. Ayrıca tümörün bulunduğu yer daha duyarlıdır. Öteki yerlere olan travmalar unutulduğu halde tümörlü bölgeye gelen travma anımsanabilmektedir. Bu duruma göre tümör oluşumunda tek travmanın etkisi yoktur. Travma konusu testis tümörleri için de düşünülmüştür. Oysa ektopik testislerde tümörler daha sıktır. Ektopik testisler karın içinde bulunduklarından travma etkisi altında kalmaları zordur.<ref name=":3" />
===[[Kimyasal]] kanserojenler===
Günümüzde içinde bulunduğumuz ortamdaki çevre kirliliği, besinler içersindeki katkı maddeleri, tütün kullanımının yaygınlaşması, petrol ürünleri, ağır metaller ve benzeri faktörler genotoksik etkileriyle kanser oluşumunda başrolü oynarlar. Çevresel nedenlere ve kronik yangılara bağlı tümörlerin büyük bölümünde DNA zararına yol açan ''“[[serbest radikaller]]”'' önemli bir yer tutar.<ref name=":0" /><ref name=":1" /><ref name=":2" /><ref name=":3" /><ref name=":4" />
Satır 150 ⟶ 145:
(*) ''Aflatoksinin etki zinciri:'' Kurutulmuş besinler ->Nemli ortamda saklama -> Aspergillus flavus üremesi -> Aflatoksin üretimi -> Besin maddesindeki aflatoksin bağırsaktan emilir -> Karaciğere gelen aflatoksin P-450 enzimiyle kanserojen maddeye dönüştürülür -> Kanserojen madde DNA zararı yapar -> DNA onarımı başarısız olursa tümör hücresi oluşur.
'''''Kimyasal
* ''Detoksifikasyon reaksiyonları:'' Bazı maddeler kimyasal karsinojenlerin yapısını değiştirerek genotoksik etkilerini ortadan kaldırır; ''lactan’lar (b-propiolactone)'' gibi.<ref name=":1" /><ref name=":2" />
* ''Aktivasyon reaksiyonları:'' Bu tür tepkiler genellikle hücrelerdeki organellerde (endoplazmik retikulum) bulunan membrana bağlı [[enzim]] sistemi aracılığı ile olmaktadır. Bu sistem özellikle karaciğerde çalışır. Karsinojenler aynı zamanda toksik maddelerdir. Aktivasyon sırasında hem toksik etkisi hem de karsinojen niteliği artar. <ref name=":1" /><ref name=":2" />
===Canlı etkene sahip kanserojenler===
Canlı etkenler tümör oluşumundaki etkilerini 3 yoldan geliştirirler:<ref name=":0" /><ref name=":1" /><ref name=":2" /><ref name=":3" />
Satır 174 ⟶ 169:
Doğadaki onkogen virüsler her canlı türünde tümör oluşturmaz. Bir virüs kuşlarda [[lösemi]] oluştururken insanlarda zararsızdır. Bir başka virüs maymun türleri arasında bile farklı etki gösterir; sincap maymununda ''(Saimiri sciureus)'' yalnızca enfeksiyon yapabilen bir [[Herpesvirus|herpesvirüs]] örümcek maymununa ''(Ateles geoffroyi)'' enjekte edildiğinde malign lenfomalara yol açar. Bu tür tümörlerden alınan [[biyopsi]]<nowiki/>lerde virüslerden çok onların ayakizlerini (inklüzyonlar, cisimcikler, virüs antijenleri) görebiliriz. İnsanlarda tümör oluşumuna neden olan virüslerin çoğu etkiledikleri dokular için seçici davranırlar.
====
Kanser oluşumuna neden olan virüslerin etkinlik mekanizmalarını gösteren ilk çalışmalar aynı dönemde ancak farklı laboratuvarlarda yapılmış ve araştırmacılara Nobel ödülünü kazendırmıştır ([https://www.nobelprize.org/prizes/medicine/1975/summary/ ''Temin'' ve ''Baltimore'' - 1975]). Bu araştırmalarla başlayan verilere göre karsinojen virüsler RNA ya da DNA tipindedir. ''Temin'', “[[onkogen]]” (kanser doğuran gen) kavramını bu dönemde kullanmaya başlamıştır. Virüsle enfekte olan hücreler iki tür protein üretir; virüsün kodladığı proteinler ve enfekte hücre genomunun kodladığı proteinler. Bu iki garip protein türü enfekte hücrelerin tümör hücrelerine dönüşmesini sağladığı gibi tümör hücrelerine de ölümsüzlük yetisini kazandırır. Virüslerin kodladığı proteinler hücre yüzeyine ulaştığında [[antijen]] olarak algılanarak immun sistemi uyarır. RNA virüslerinin çoğu proto-onkogenlere eklendiğinde viral DNA üretimine yol açan bir dizi nükleik asid içerirler. [[RNA]] virüsleri ve proto-onkogenlerden oluşan komplekse viral onkogen (v-''onc'') adı verilir. Viral onkogenlerin (v-''onc'') ele geçirdiği normal hücrelerin denetimi viral genoma geçer.<ref name=":1" /><ref name=":2" />
Satır 309 ⟶ 304:
|}
==
===Hormonlar===
Bu konuda en etkili olanlar [[östrojen]] ve [[androjen]] hormonlardır. Östrojen hormonun [[Meme kanseri|meme karsinomu]]<nowiki/>nda, androjen hormonun [[Prostat kanseri|prostat karsinomu]]<nowiki/>nda etkin olduğu bilinmektedir. Bu nedenle meme karsinomunun tedavisinde yumurtalıklar (ovaryumlar) çıkarılır ve androjen hormon verilir. Prostat karsinomunda da [[testis]]<nowiki/>ler çıkarılır ve östrojen hormon kullanılır. Erkeklere östrojen hormon verilmesinden sonra meme karsinomunun oluşabildiği görülmüştür. Meme kanserlerinin bir bölümünde kanser hücrelerinin yüzeylerinde östrojen (daha seyrek olguda [[progesteron]]) reseptörleri bulunur. Reseptörlerin varlığı özel mikroskopi yöntemleri (immunohistokimyasal yöntemler) belirlendikten sonra düzenlenen ovaryum [[rezeksiyon]]<nowiki/>u ve östrojeni bloke eden ilaç tedavisi tümörün gerilemesine yol açar.<ref name=":1" /><ref name=":2" /><ref name=":3" />
Satır 326 ⟶ 320:
Organ [[Organ nakli|transplantasyon]]<nowiki/>larında immunosupressif tedavi uygulanmasından sonra transplante edilen organda ya da vücudun başka bir yerinde kanser oluşması kolaylaşır. Bazı karsinojenler (özellikle polisiklik aromatik hidrokarbonlar) aynı zamanda immunosupresyon yaparlar, böylece bir kanser ortaya çıkarken immun tepki ile karşılanmaz. Bazı olgularda [[Bağışıklık sistemi|immun sistem]] düzelirse tümörde kendiliğinden (spontan) gerileme olabilir.
===
İnsan organizmasındaki –teorik olarak- her hücrede kanserleşme eğilimi vardır. Organizmanın direnme gücü kalıtımın öne çıkardığı en önemli faktördür. Kalıtımın kansere karşı direnç ya da kanser oluşması için uygun ortam hazırladığı söylenebilir. Bu nedenle çoğu tümörlerde kalıtımın önemli rolü vardır. Hetediter neoplazmların çoğu otosomal dominant geçerler. Bu konudaki örnekler azdır; insanlarda bazı ailelerde kanser çok sıktır ve yeterli süre yaşayanların hemen tümü kanserden ölür. İnsanlarda kalıtımla geçen tümörlerden başlıcaları:<ref name=":0" /><ref name=":1" /><ref name=":2" />
{| class="wikitable"
Satır 423 ⟶ 417:
Bazı ailelerin bireylerinin aynı tür kanserden etkilenmesinde beslenme alışanlıkları, alkol ve sigara tüketimi, kanserojen kimyasallarla iç içe bir yaşam gibi ortak yaşam koşullarının etkisi belirlenmiştir. Çevre ve yaşam koşulları düzenli olan ikizlerdeki kanserleri inceleyen araştırmacılar aynı kanser üründen etkilenme oranı prostat karsinomu için %42, kolorektal karsinomlar için %35, meme karsinomu için %27 olarak bulmuşlardır.
===
Erkekler sünnet edilirken sünnet derisi (''preputium)'' kesilerek çıkarılır. ''Preputium''’dan salgılanan bir maddenin (smegma) karsinojen etkisi vardır. İnsan smegması kullanılarak deney hayvanlarında rahim boynu karsinomu yapılmıştır. Bu nedenle sünnetli erkeklerde [[Penis|penis karsinomu]] çok seyrek sünnetsizlerde sıktır. Sünnetsiz erkekler cinsel ilişki sırasında smegmayı kadınlara bulaştırdığından sünnetsiz erkeklerle cinsel ilişkisi olan kadınlarda [[uterus]] karsinomu daha sıktır. ''Smegma'' erkekler için endojen, kadınlar için ekzojen bir karsinojendir.<ref name=":0" /><ref name=":1" /><ref name=":2" /><ref name=":3" />
===
Tümörler yaşam boyunca her çağda görülebilir. Genellikle bazı tümörler belirli yaş gruplarında sıktır, bunun dışında ya seyrektir ya da hemen hiç görülmezler. Çocukluk ve gençlik çağında karsinomlar ender görülür. Sık görülen kanser türleri şunlardır: lösemiler, malign lenfomalar, embriyonal pluripotent hücrelerden kökenli tümörler ([[retinoblastoma]], [[Nöroblastom|nöroblastoma]], [[medulloblastoma]], [[Wilms tümörü|nefroblastoma]], vb). Örneğin nefroblastoma (Wilms tümörü) intrauterin dönemde ortaya çıkar ve çocuk tümörlü olarak doğar; çok büyük tümörler normal doğumu engelleyebilir.<ref name=":0" /><ref name=":1" /><ref name=":2" /><ref name=":3" />
Satır 437 ⟶ 431:
Yapılan istatistiklere göre her kanser cinsinin en sık rastlanıldığı yaşlar, yani yaş eğrisinde bir tepe noktası vardır. Buna karşılık lösemilerin yaş eğrisinde iki tepe noktası bulunur; biri çocuklukta, öbürü yaşlılıktadır. Çocuklarda ''akut lenfositik lösemi'', erişkinlerde ise ''kronik lenfositik lösemi'' daha fazladır.
===
Kansere yakalanma ve kanserden ölüm bakımından kadınlarla erkekler arasında önemli bir fark yoktur.
Satır 444 ⟶ 438:
''Kadınlarda daha sık olan kanserler:'' akciğer, meme, uterus serviksi, tiroid, safra kesesi. Kadınlardaki kanserlerde hormonların etkisi önemlidir. Doğum yapmamış ya da bebeklerini emzirmemiş kadınlarda meme kanseri riski yüksektir. Çok eşli yaşam süren kadınlarda [[İnsan papilloma virüsü|HPV]] enfeksiyonuna ve/veya smegma etkisine bağlı ''[[Rahim ağzı|cervix uteri]]'' kanseri riski artar.<ref name=":0" /><ref name=":1" /><ref name=":2" /><ref name=":3" />
===
[[Asbest|Asbestos]] ve [[madencilik]] ile [[kuyum]] işlerinde akciğer, boya fabrikası çalışanlarında mesane kanserleri önemlidir (bkz Kimyasal maddeler). Tütün kullananlardaki risk katlanarak artar. Güneş altında çalışan beyaz derililerde deri kanserleri sık görülür.<ref name=":0" /><ref name=":1" /><ref name=":2" /><ref name=":3" />
===Coğrafya===
Kanser coğrafyasını gözden geçirdiğimizde iki önemli değişkenin varlığını izleriz: beslenme ve toplumsal alışkanlıklar. Protein, vitamin ve mineral eksiklikleri, hayvansal yağlar, liften yoksun rafine ürünler, glisemik indeksi yüksek besinler, tarım ilacı bulaşanlar, yanlış hazırlanan yiyecekler beslenme değişkeninde önemli faktörleridir. [[Ürgüp]]’teki Karain köyündeki akciğer kanseri, Afrika sıtma kuşağındaki [[Butkitt lenfoması]], İran’daki [[Yemek borusu|özofagus]] ve mide kanseri, Japonlardaki mide kanseri gibi örneklerin çoğunda kimyasal etkiler olsa da kanser coğrafyası açısından önemli örneklerdir.<ref name=":0" /><ref name=":1" /><ref name=":2" /><ref name=":3" />
Satır 466 ⟶ 460:
* Sıtma kuşağı Afrika’sındaki [[Epstein-Barr virüsü]] enfeksiyonu Burkitt lenfomasının önemli nedenidir.
===Kromozom anatomileri===
Sporadik kromozom anomalilerine bağlı sendromlarda tümör riski artabilir. [[Down sendromu]]<nowiki/>nda lösemi, [[Klinefelter sendromu]]<nowiki/>nda ise meme kanseri riski yüksektir.<ref name=":0" /><ref name=":1" /><ref name=":2" />
===
Bazı etkenler kanserleşme yapmadıkları halde, başka faktörlere yardımcı olurlar. Kanser yapacak dozdan daha az dozdaki bir karsinojen eğer bir kokarsinojenle birlikte olursa kanserleşme meydana gelir. Yukarıda sayılan yaş, cinsiyet, beslenme, sikatrisler gibi faktörler birer kokarsinojen sayılabilir.<ref name=":0" /><ref name=":1" /><ref name=":2" /><ref name=":3" />
==
{{kaynakça}}
|