[go: nahoru, domu]

İçeriğe atla

kurutmak

Vikisözlük sitesinden

Türkçe

[değiştir]

Eylem

[değiştir]

kurutmak (üçüncü tekil şahıs geniş zaman çekimi kurutur)

  1. suyunu ve ıslaklığını giderip kuru duruma getirmek
    Gözyaşlarını kurut, dedi, bilirsin ki kader değişmez. - Cemil Meriç
  2. bitkileri susuz bırakıp kurumasına sebep olmak
    Tek başına dolaştığın derin, yeşil ormanlarda. Yaprakları kurutacak sonbaharı düşündün mü? - Enis Behiç Koryürek
  3. bazı sebze ve meyvelerin buharlaştırılmasıyla kuru bir durum almasını sağlamak
  4. (mecaz) cılız duruma getirmek, zayıflatmak
    Bu hastalık onu kurutmuş.
  5. (mecaz) yiyecek ve içecekleri yiyip bitirmek
  6. (mecaz) uğursuzluk getirmek, yok etmek
    Dâhilde bütün millî kuvvetlerimizi dağıttılar, bütün kabiliyetlerimizi kuruttular. - Peyami Safa

Çeviriler

[değiştir]

Kaynakça

[değiştir]

Eski Türkçe

[değiştir]
Düzenleme yapıldıktan sonra bu not silinmelidir.

Eylem

[değiştir]
[1] Kurutmak

Kaynakça

[değiştir]