[go: nahoru, domu]

İçeriğe atla

Arnavutlar

Vikipedi, özgür ansiklopedi
14.15, 17 Mayıs 2007 tarihinde Arnavutlar (mesaj | katkılar) tarafından oluşturulmuş 1605430 numaralı sürüm (Metal Militia (k - m - e) tarafından yapılan değişiklik geri alınıyor.)
Arnavutluk bayrağı

Arnavutlar (Arnavutça Shqiptaret, Arbereshet) güneydoğu Avrupa'da bulunan bir etnik grup.

Arnavutlar

Arnavutlar'ın kökeni meselesi, etnologlar arasında hala bir ihtilaf konusudur. Arnavutluk'un (Albania) asıl sakinlerinin bugünkü yurtlarına nereden geldiklerine ilişkin meseleye çözüm olarak birçok varsayım ortaya atılmıştır. Kafkaslar'da 'Albania' adlı başka bir yerin varlığı, 'Albania' adının nereden kaynaklandığının gizemini sürdürmesi ve öte yandan bu ismin, Arnavut halkının kendisince bilinmemesi ve de Arnavutlar'ın Balkan Yarımadası'na gelişine dair tarihin ve efsanelerin ortaya koyduğu somut bir kaydın olmaması Arnavutlar'ın kökeni meselesini çözümü zor bir hale getirmiştir.

Bütün bulgular şuna işaret etmektedir ki Arnavutlar, birbiriyle akraba İlliryalılar, Makedonyalılar ve Epirotlar tarafından tarihin çeşitli dönemlerinde temsil edilmiş ilk Ari göçmenlerin soyundan gelmektedirler.[kaynak belirtilmeli] Çoğu etnolog ve dilbilimcinin kanısına göre, İliryalılar, yarımadanın güney kısmında yerleşik olan ve sınırları İtalya ve Trakya'ya kadar uzanan Helen öncesi Tyrrhenopelasgia halkının çekirdeğini oluşturmuşlardır. İliryalılar daha geniş bir anlamda aynı zamanda Pelasgialıdırlar. Dahası, Yunan yazarlarca "barbar" ve "Helen olmayan" olarak adlandırılan bu akraba ırklardan İliryalılar'ın, Gegler'in yani kuzeyli Arnavutlar'ın ataları, Epirotlar'ın ise Tosklar'ın yani güneyli Arnavutlar'ın ataları olduklarına inanılmaktadır. Bu genel kanı, Strabo'nun İliryalılar ve Epirotlar arasında sınır oluşturduğunu belirttiği Via Egnatia ya da Egitana'ya ilişkin ifadesinin pratikte bugün Gegler'i ve Tosklar'ı ayıran Shkumbini ırmağının akışına karşılık gelmesinden doğmuştur. Aynı coğrafyacı, Epirotlar'ın aynı zamanda Pelasgialı olarak adlandırıldıklarını ifade etmiştir. Bugün bile anısı çağdaş Arnavutlarca Tanrı'ya verilen isim "Zot" olarak kalan Pelasgialı Zeus'a antik çağların en ünlü tapınağının olduğu yer Dodona'da tapılmıştır. Herodot'a göre bu kutsal yerin civarına Pelasgia denilmekteydi. [1]

Nüfus

Dünyada bugün net bir rakam verilemese de tahmini 8 milyon[2] Arnavut vardır: Arnavutluk 3.5 milyon, Kosova 2,5 milyon, Makedonya 800 yüz bin, Karadağ 80 bin. Türkiye'de kaç Arnavut olduğu hakkında kesin bilgi yoktur, bazı kaynaklar, bu sayının 1 milyonun üstünde olduğunu belirtmektedir. [3] Ancak bu nüfusun ne kadarının etnik Arnavut olduğu, ne kadarının Arnavut kökenli Türkler olduğu belirsizdir. Ethnologue web sitesi, 1965 sayımına göre Türkiye'deki etnik Arnavutların sayısını 65.000 olarak belirtmektedir. [4]

Arnavutça, Hint-Avrupa dil ailesindendir.

Türkiyedeki Arnavutlar

Anadoluya bilinen ilk Arnavut göçleri Arnavutluğun ve Arnavut'ların yaşadıkları diğer bölgelerin (eski Yugoslavya ve Makedonya) Osmanlı idaresine geçmesiyle başlamıştır. Bu bölgelerdeki Arnavutların 15. yy dan itibaren edebiyat ve askeri açıdan eğitim ve ekonomik yönlerden ve İslamın kalası olan anadolu topraklarına göçlerini başlatmıştır 15 yy dan öncede devşirme amaçlı Arnavut prensleri anadoluya getirilmiştir.Daha evvelde bizans içinde görev yapan paralı arnavut askerler vardı fakat bunlar çok küçük bir kitleydi esas büyük göçler osmanlının balkanları idaresi altına almasından sonra başlamaktaydı.Türkiyeye ilk göç eden ve gelen Arnavut'lar Osmanlı saraylarına gelen ve paşalıktan saray muhafızlığına kadar bir çok görevde bulunan Arnavutlardır bunlar aileleriyle gelmişlerdir.Ve ilk olarak Fatih sultan Mehmet döneminde getirilen Arnavutların büyük bir kısımı İstanbul'un Arnavutköy adıyla bilinen semtine yerleştirilmiştir. yine aynı dönemde Karadenizde rize samsun ve trabzon gibi şehirlerede birçok Arnavut iskan ettirilmiştir. Osmanlı bünyesinde görev alan ve İstanbulda iskanlı 60.000 Arnavut vardı ve bilindiği gibi en çok devlet adamı (paşa ve vezir ) çıkaran etnik grup %60 ile Arnavut'lardır.Osmanlı’da sadrazamlık makamına 215 kişi geldi. Bunlardan 35’i Arnavut’tu. Bir baktığımız zaman, Türk dilinin en büyük üstadı Şemsettin Sami'nin Arnavut asıllı olduğunu görüyoruz. Türkiye'de büyük yankıları, etkileri olan Jöntürk Hareketinin ideologları arasında, Arnavut asıllı Osmanlı aydını İbrahim Temo'yu görüyoruz. Ulusal Kurtuluş Savaşımızı simgeleştiren, İstiklal Marşımızın ozanı olarak Arnavut asıllı Mehmet Akif Ersoy'u görüyoruz. Yine Osmanlı tarihinde baktığımız zaman, en uç noktada, Budin Kalesini, Budin Vilayetini koruyan, 70 yaşın üzerinde, elinde kılıçla düşmana teslim olmadan şehit olan son Budin Valimiz Arnavut asıllı Abdurrahman Abdi Paşayı görüyoruz. Hatta, Balkan Harbinin sonlarında Selanik'i savunan son vali olarak da, yine, Arnavut asıllı Tahsin Paşayı görüyoruz. Evet Arnavutların Osmanlı idari kadrolarının içinde bulunmalarının haricinde ekonomik nedenlerle(Arnavutluğun dağlık oluşu ve tarıma elverişli olmamasından) veyahut tahsil amacıylada Anadoluya bu dönemlerde bir çok Arnavut gelmiştir. Bu göçler balkan savaşı ve 1. dünya harbinden sonra Arnavutluk dışında sırbistan ve makedonya bölgelerinde yaşayan arnavutların anadoluya göç etmeleriyle ve 2. dünya savaşından sonra sosyalist slavların zulmünden kaçmak için Türkiye'ye göç etmeleriyle devam etmiştir . Yugoslavya'da Türkçe konuşan azınlığın %70 ini Arnavutlar oluşturmaktadır.Arnavutların büyük bir kısmına Türkiye'ye zorunlu göç yaptırılmasının en büyük sebebi de Balkanlarda kendilerini müslümanlıkla eş gördükleri ve Sosyal konumlarını düzeltmek için Türkçe'yi benimsiyen Arnavutların kendilerini Türk olarak sunmalarıdır . Fakat bu,beklediklerinin tersine Türkiye'ye göçe zorlanmalarına neden olmuştur. Son yapılan göçler dayanarak 1965 te yapılan bir araştırmada Türkiye'de 535520 Arnavut tespit edilmiştir. Son gelen Arnavutların dağılım ve yerleştirilmesi ise batı ve orta anadolu ağırlıklı Türkiye'nin çeşitli İllerini kapsamaktadır. Samsun, Tokat ,Yozgat ,İstanbul,Bursa,İzmir,Ankara,Sakarya gibi illere yerleştirilmişlerdir.bu yerler arasında Arnavutça konuşanların büyük bir çoğunluğunu İstanbuldakiler oluşturmaktadır. Ve ayrıca Adana, Amasya,Kayseri,Elazığ ve Kahramanmaraş gibi illerde de geneli 100.000 nin altındaki köylük bölgelerde yaşamaktaymışlar. Yozgat'ta yaşayan toplulukların genel nüfus sayımında kayıtlara geçmediği de bu dönemlerde gözlenmiştir.Türkiyeye son göçlerde gelen arnavutların bu kadar farklı bölgelere dağıtılmaları ve yerleştirilmelerindeki en büyük nedenlerden biride Arnavutlar'da klanlara dayalı geniş sülalelerin birbirleriyle 700 seneyi aşan kan davalarının bulunması ve bunun Türkiyede devam etmesini önlemek amaçı ve boşalan ermeni ve rum köylerinin boş kalmasını önlemek olarak sayabiliriz. Türkiyedeki Arnavutların sayısını kesin olarak tahmin etmek çok güçtür çoğunluk olarakta zaten bu ayrımın yapılamsını istemezler ama tahmini olan 5 milyon civarında Arnavutun halen dillerini unutsalar bile varlığını sürdürdüğüdür.Sadece Türkiye'de değil Osmanlı İmparatorluğu döneminde, hemen hemen, imparatorluğun her bölgesinde, çeşitli kademelerde asker olarak, mülkî idare amiri olarak, hukuk adamı olarak görev almışlardır. Onların, bugün, bütün Ortadoğu ülkelerinde, Afrika ülkelerinde kalıntıları olan Arnavut kolonilerini görüyoruz; onlarla, sık sık, Libya'nın, Mısır'ın Arnavut kökenli bir diplomatı olarak, Suriye'nin Arnavut kökenli bakanı, başbakanı olarak, Suudî Arabistan'ın Arnavut kökenli işadamı olarak karşılaşıyoruz. Bu Arnavut kolonilerinin, hemen hemen hepsi Türkiye'ye bağlıdır, Türkiye'ye sevgiyle bakar, hemen hemen hepsinin Türkiye'de akrabaları vardır.


Eggeling w.j. 1973s.23(küçük menderes bölümü) İnalcık h. 1960 EI2(genel Arnavutluk başlığı altında) Magnarella 1974 s.37 j. Nemeth 1961 (Arnavutluğa geri göç) Peter Alfrod Andrews (Türkiyedeki etnik gruplar)

KARAL, Enver Ziya: Osmanlı Tarihi, C.VI, 4.B., Ankara, 1988.

KOLOĞLU, Orhan: “Osmanlı Döneminde Balkanlar”, Balkanlar, İstanbul, 1993.

T. B. M. M.

TUTANAK DERGİSİ[5]

Arnavutluk

1913'te Osmanlı'dan ayrılan Arnavutluk ilk önceleri Sırp milliyetçiliği ile karşılaşmış, ama Avusturya-Macaristan'ın desteği ile varlığını kabul ettirmiştir.

I. Dünya Savaşı sırasında Osmanlı, Rusya ve Avusturya-Macaristan İmparatorluklarının askeri ilgi alanları arasında kalan Arnavut bölgesi, Avusturya'nın desteğiyle bağımsızlığını kazanmış ancak kuzeyden Rus ve Sırp, güneyden ise Yunan ordularının taaruzlaruna maruz kalmış, Arnavut devleti fiilen ancak 1930'lardan sonra Kral Zogu yönetimi altında ortaya çıkmıştır.

2. Dünya Savasinda Alman Ordusu'nun destegiyle Arnavut Skandarbeg birlikleri kurulmus, Arnavutlar tekrar Sırp ve Kosova bölgesinin hakimi olmuslar, ancak 1. ve 2.Dünya Savaşlarının Almanya ve İtalya'nın yenilgisiyle sonuçlanması, Arnavutları tekrar Sırp hakimiyeti altına sokmuştur. Ayrıca İtalya 1939'da Arnavut ordusu ile birlikte Yunanistan'a da girmiştir.

Komünist Arnavutluk ilk zamanlar Rusya'ya yanaştı ve o sıralar Stalin'in yönettiği Rusya'dan destek gördü. Ancak altmışlı yıllardan sonra daha çok Çin'e yöneldi. Yetmişli yılların başından itibaren Çin'le de bağlantısını keserek, kendine özel, içine kapanık bir ülke halini aldı. Arnavutluk'taki komünist rejim başından İtalyan yanlılarına karşı çizgiyi izledi. İkinci dünya savaşı sırasında işgaline uğradığı batı kapitalizminden gelebilecek ideolojik girdilere karşı sert bir set örüldü. Daha komünist diktatörlüğün kurulduğu ilk yıllarda binlerce insan İtalya'yla işbirliği yaptıkları gerekçesiyle idam edildi. Sonraki yıllarda da İtalya merkezli karşı devrimci örgütlenmeler çok iyi organize edilmiş bir istihbarat örgütü aracılığıyla izlendi.

Enver Hoca, 11 Nisan 1985'te ölünceye kadar yönetimde kaldı. Ondan sonra cumhurbaşkanlığına Ramiz Alia seçildi.

Sovyetler Birliği'nde başlayan değişim rüzgârlarından en son etkilenen Doğu Avrupa ülkesi Arnavutluk olmuştur. Bunda ülkenin başından beri uyguladığı kendi kendine yeterliliğe dayanan bağımsızlıkçı yöneliminin büyük etkisi olmuştur Temmuz 1990'ın başlarında Tiran'da bazı kişilerin yabancı büyükelçiliklere sığınması olaylarına kadar görünürde ciddi bir olay yaşanmamıştı.

Arnavutluk cumhurbaşkanı Ramiz Aliya 25 Ocak 1990'da yaptığı konuşmasında, Doğu blokundaki gelişmeleri sosyalist çizgiden sapma ve bir felaket olarak niteledi ve Arnavutluk'un bu duruma asla düşmeyeceğini ileri sürdü. Ama çok geçmeden Temmuz 1990'da meydana gelen olaylar halkın rejimden rahatsız olduğunu ortaya çıkardı ve ülke çok hızlı bir değişim sürecine girdi. Ramiz Alia, bu hızlı değişim süreci içinde koltuğunu koruyabilmek için birden radikal bir reformcu kesildi. Halkın tepkisini yatıştırmak için çok partili sisteme geçme kararı aldı. Ardından, iktidardaki komünist Emek Partisi'nin yanısıra Demokrat Parti'nin kuruluşu da resmen kabul edildi. Bunu basın alanında da bazı özgürlükler sağlanarak Demokrat Parti'nin Demokrasinin Doğuşu adlı bir gazete çıkarmasına izin verilmesi izledi.

Ramiz Alia'nın ülkede pazar sistemine dayalı bir ekonomik modele geçileceğini açıklaması üzerine ekonomik reformlar da uygulamaya konmaya başladı. Bütün bu reformların süreklilik kazanması için yürürlüğe konan yeni anayasa da kısmen din hürriyeti, özel mülkiyet edinme hakkı, seyahat hürriyeti ve yabancı sermayenin ülke içinde iş yapması imkânı getiriyordu.

10 Şubat 1991'de 250 kişilik Halk Meclisi üyelerinin belirlenmesi için seçimler yapıldı. Seçimlerin böyle aceleye getirilmesindeki amaç muhalefet partilerinin teşkilatlanmalarını tamamlamadan, halka kendilerini tanıtamadan ve seçim hilelerinin yapılabileceği ortam mevcutken Emek Partisi'nin devamı olan Sosyalist Parti'nin bir dönem daha iktidarda kalmasını sağlamaktı. Öyle de oldu ve Sosyalist Parti seçimlerde parlamentoda 169 üyelik kazandı. Ancak halk bu sonuçtan memnun kalmadı ve tepki gösterdi. Bunun üzerine 22 Mart 1992'de tekrar seçim yapıldı ve bu seçimlerde Demokrat Parti 92 milletvekilliği kazanarak birinci parti oldu. Bunun üzerine Ramiz Aliya istifa etmek zorunda kaldı ve cumhurbaşkanlığına Demokrat Parti lideri Sali Berişa seçildi. Sosyalist Parti iktidarına da son verilerek Demokrat Parti liderliğinde bir hükümet kuruldu.

Arnavutluk'ta Eylül 2005 seçimlerini Demokrat Parti büyük farkla kazanmış, Fatos Nano başbakanlığındaki Sosyalist Parti hükümeti yerini S.Berisha hükümetine bırakmıştır.

Arnavutluk'un Avrupa Birliği ve Nato üyelik görüşmeleri sürmektedir.

Makedonya

Makedonya Arnavutları daha çok ülkenin batı bölgesinde yaşıyor. Arnavut nüfusun en yoğun olduğu bölgeler Kumanovo, Üsküp, Tetovo, Gostivar, Debar, Kicevo ve Struga. Bir-iki Ortodoks kasabası hariç, Makedonya Arnavutlarının büyük çoğunluğu Müslüman. Yugoslavya döneminde Makedonya Federal Cumhuriyeti'nde kurucu ulus olarak üç unsur kabul edilmişti: Makedonlar, Arnavutlar ve Türkler. Bağımsızlık sonunda Makedonlar sadece kendilerini anayasal kurucu unsur olarak kabul edip ülkenin gerçek sahibi olduklarını ilan ettiler. Ancak anayasaya göre sayısı % 24'e ulaşan etnik gruba anayasal vatandaşlık statüsü tanınması öngörülüyor. Makedon resmi makamları Arnavutlar'ın sayısını % 23 olarak gösteriyor. Dolayısıyla Arnavutlar'ın anayasal vatandaşlığı yani Makedonlar'la her alanda eşit statüye kavuşmaları engellenmiş oluyor. 2002 istatistiklerine göre Makedonya yaklaşık 2.050.000 nüfusu var, 64% slav, 25.2% arnavut (yani 510.000 arnavut), 3.4 türk (yani 78.000) ve diğer. Ama bazı uzmanlara göre arnavut nüfusu 35% yani 800.000 arnavut olduğu söyleniyor.Çoğu gurbetçi bu sayıma dahil edilmedi.İsviçre, USA ve Australyada bir çok arnavut göçmen yaşıyor.

Arnavutlar ile Makedonlar arasındaki gerginlik, 1991’de Makedonya’nın bağımsızlığını kazanmasından çok önce başlamıştır. 1966’da eski Yugoslavya başkan yardımcısı ve Tito’nun varisi Aleksander Rankovic istifa etti. Her ne kadar Rankovic tescilli bir Sırp milliyetçisi olmasa da gizli polisle olan bağlantıları onu bir nefret objesi haline getirmişti. Rankovic’in düşmesi yeni bir dönemin başlangıcı oldu. Kosova Arnavutları Cumhuriyet statüsü talebiyle gösteriler düzenlerken, Üsküp’de benzer gösterilerde Arnavutlar Batı Makedonya’nın müstakbel Kosova Cumhuriyetine bağlanmasını talep ediyordu. Tarihinde ilk kez Makedonya, Arnavut sorunu ile karşı karşıya geliyordu. Makedonya, bunu kendi varlığına yöneltilmiş bir tehdit olarak algıladı. Ülkede yaşayan tüm diğer azınlıklar hiçe sayılarak Makedonya “Makedonların Devleti” ilan edildi. Makedon yetkililer birçok anti-demokratik asimilasyon tedbiri aldı: bazı Arnavut isimlerinin, halk şarkılarının yasaklanması, vs. 1985’de çıkan yeni bir kanunla liselerde eğitim dilinin, ancak sınıfta 30 Arnavut öğrenci ve yeterli sayıda Arnavut öğretmen varsa Arnavutça olabileceği şartı getirildi. Bu kanunu takiben 1981’de sayıları 8200 olan Arnavut lise öğrencilerinin sayısı 1989’da 4221’e düştü. Kanunu, Arnavut gençliğini bilinçli olarak cehalete mahkum etmek olarak yorumlayan Arnavutlar birçok gösteri ve boykot düzenlediler. Bağımsızlık sonrası Makedonya ilk ciddi etnik krizini Arnavut azınlık ile yaşadı. Ocak 1992’de Arnavutlar bir özerklik referandumu düzenlediler. Kısa süre sonra Kosova, Karadağ, Sırbistan ve Makedonya Arnavut partilerinden oluşan Eski Yugoslavya Arnavut Siyasi Partileri Konseyi, Makedonya’da demokratik girişimler siyasi ve kültürel haklar elde etmekte yetersiz kalırsa tek çözümün bu ülkedeki Arnavutların özerkliği olacağına karar verdi. Makedonya, referendumu yasadışı ilan etti. Benzer bir referendumun bundan sadece üç ay önce Kosova’da yapılmış olması dikkate değer bir nokta. Üsküp’teki gösteriler silahlı kuvvetleri olaylara müdahale etmek zorunda bıraktı. Makedonya’nın bağımsızlık sonrası tam iki yıl boyunca tanınmadığını hatırlamakta fayda var. Devamlılığı belirsiz bir ülkede bu etnik patlamalar şaşırtıcı değildi. Makedonya Arnavutları yıllarca bir Arnavut üniversitesi talep ettiler. Nihayet 1995’te Kosova örneğini izleyerek kendi üniversitelerini kendileri kurmaya karar verdiler. Yasadışı Tetovo Arnavut Üniversitesi (Makedonya’nın ikinci büyük şehri olan Tetovo ülkenin kuzeybatısında) Makedonları isyan ettirdi. Şubat 1997’de üniversitenin resmen açılmasından sonra Üsküp’te Arnavut karşıtı gösteriler yapıldı. Arnavutlara göre gerekçeleri, anadillerinde eğitim ve sosyal yükselme haklarıydı. Oysa Makedonlar, bunun Kosova’da olanların bir tekrarı olduğundan şüphe ediyordu. 1998-1999 Kosova Savaşı, Makedonya dahil Balkanların çeşitli bölgelerinde yaşayan Arnavutlar için adeta bir işaret oldu. Bazı Arnavutlar, herhangi bir etnik kaosun Batılıların müdahalesi için yeteceğine ve böylece “hürriyetlerine” kavuşabileceklerine inandı. 2001’de Kosova Kurtuluş Ordusunu (UÇK) model alan Makedonya Milli Kurtuluş Ordusu (UÇKM), ülkenin kuzeybatı bölgesinde bir iç savaş başlattı. Arnavut teşebbüsü, güney Sırbistan’daki Arnavut teşebbüsü ile eşzamanlıydı. Amaç, bölgedeki istikrarı bozup Batılı güçlerden ikinci bir Dayton Anlaşması elde etmekti. Bununla birlikte Makedonya, tıpkı Sırbistan gibi, sakin ve ılımlı bir tutum sergiledi. Makedonya’daki durum, Kosova’daki durumla tam bir tezat teşkil ediyordu. Makedonya’da bağımsızlıktan bu yana Arnavut partileri daima hükümet koalisyonlarında yer almış, beş ayrı bakanlık üstlenmişlerdi.Birkaç anlaşmazlık dışında, Arnavutlar kültürel ve dini hürriyete sahipti. Üniversite sorunu, 2001’de Tetovo’da üç dilde (Makedonca, Arnavutça, İngilizce) eğitim veren bir üniversitenin kurulması ile aşıldı. Her ne kadar Tetovo Arnavut Üniversitesi halen yasadışı olsa da artık Arnavutlar ilkokuldan üniversiteye kadar anadillerinde eğitim görebiliyor. Ayrıca çeşitli medya kurumları, dernekler ve siyasi partiler vasıtasıyla kendilerini serbestçe ifade edebiliyorlar. En önemli Arnavut partileri şunlar: Ali Ahmeti’nin Bütünleşme için Demokratik Birlik Partisi (DUI), Arben Xhaferi’nin Arnavut Demokratik Partisi (DPA) ve Abduljhadi Vejseli’nin Demokratik Refah Partisi (PDP). Bazı radikal Arnavutlara göre, Xhaferi’nin Arnavut azınlığın haklarını koruma ve geliştirme politikası “yetersiz” kalıyordu. Mart 2001’de söz konusu radikallar, UÇKM’nin siyasi bürosu sayılan Demokratik Milli Parti adlı yeni bir parti kurdular. Her ne kadar Xhaferi UÇKM’nin terör faaliyetlerini kınadıysa da “Makedonya konfederasyonu” fikrini dayatmak için bu durumdan faydalanmaktan da geri kalmadı. Bu konfederasyon Arnavutlara Makedonlar ile eşit statü sağlayacaktı. Ağustos 2001’de Ohri Antlaşması altı ay süren etnik çatışmaya son verdi. Bu antlaşma ile Arnavut asiler, adem-i merkeziyetçi bir devlet içerisinde daha fazla etnik tanınma karşılığında silah bıraktı. Arnavutlar, Parlamento ve mahkemelerde anadillerini kullanma hakkı elde etti. Artık kanun metinleri iki dilde yayınlanıyor. Arnavut nüfusun yüzde 20’nin üzerinde olduğu bölgelerde eğitim ve sağlık hizmetleri ile bütçe planlaması Arnavut yerel yönetimlerinin kontrolu altında. Yine bu bölgelerde Arnavutların anadillerini ve milli sembollerini kullanma hakları var. Bugün Makedon Ordusunun yüzde 25’ini Arnavutlar oluşturuyor. Bununla birlikte polis ve memur kadrolarında Arnavut katılımı çok düşük. Ancak Arnavutların Makedonya’da 2001 sonrası elde ettiği haklar; kültürel hakların, pozitif ayırımcılığın ya da standart azınlık haklarının kesinlikle çok ötesine geçiyor. 2004 kışında ve 2005 yazında yaşanan kısa süreli çatışmalar, radikal Arnavutların, Makedonya’da federal sistemi kabul ettirmek için, şiddete başvurmadan da “Büyük Kosova” tehdidini kullanabileceklerini gösterdi. Federal sistemin daha sonra bağımsızlığa giden yolu açacağı düşünülüyor. Ocak 2005’te Makedonya’daki Arnavut medyası ağır bir darbe yedi. Haftalık Lobi ile günlük Koha Ditore gazeteleri, en azından bir süreliğine, yayınlarını durduracaklarını açıkladı. Sonuçta geriye bir tek Arnavut gazetesi, Fakti kaldı. 2001 ila Ocak 2005 tarihleri arasında, yayınlanan Arnavut dergilerinin sayısı dörtten bire düşmüştü. Helsinki Komitesine göre, Makedonya’da, resmi izinle yayın yapan sadece bir adet Arnavut televizyon kanalı ile az sayıda ve “düşük kaliteli” yerel radyo ve televizyon kanalları bulunuyor. Tüm ülkede Arnavutça yayın yapan bir tek radyo istasyonu yok. Ancak dikkate değer nokta, Komitenin, Lobi ve Koha Ditore ile yaşanan sorunlardan üstü kapalı da olsa hükümet ortağı DUI’yi sorumlu tutması: “Ocak 2005’te yayınları durdurulan iki gazetenin de hükümet ortağı Arnavut temsilcilerini eleştirdiği göz önünde bulundurulursa, mesaj açık: İktidardakiler aleyhine konuşmaya cüret eden yok edilecektir”. Geçen yılın 15 Aralığında Avrupa Birliği Makedonya’ya üyelik statüsü verdi. Her ne kadar Makedonya’nın resmen üyeliği 2012’den önce beklenmese de, bu ülkenin Arnavutları muhtemelen Balkanlarda AB’ye giren ilk Arnavut topluluk olacak. Makedonyalı Arnavutlar açısından bu umut vaat edici durumu bozmak ve kendilerine de daha çok hak kazandırabilecek AB üyeliğini tehlikeye atmak akıllıca olmaz. Mayıs 2005 belediye seçimlerinde, seçilen 85 belediye başkanının 17’si Arnavut azınlıktan geldi. Makedonya’nın bu 17 Arnavut belediye başkanının sorumluluğu çok büyük. Zira kendilerinin ülke çapında talep ettikleri haklardan, yörelerinde yaşayan Makedonların yararlanabileceklerini kanıtlamalılar. Makedonlar ile Arnavutlar arasındaki anlaşmazlığın sebebi, Sırbistan’daki gibi siyasi ve tarihi olmaktan çok sosyal. Makedonların Arnavutlara karşı besledikleri şüpheler, XIX. ve XX. yüzyıllardaki “Doğu Sorunu”nun yerine almış görünen “Arnavut sorunu” çerçevesinde değerlendirilmeli. Makedonya, ülkesindeki azınlıkların hepsini dengede tutmaya çalışıyor; zira birine tanınacak fazla hak diğerlerini tahrik edebilir. İki toplum arasında neredeyse hiçbir ilişki yok; yabancı evlilikler nadir. Geleneklerine bağlı olan Arnavutların çoğu kız çocukları okula göndermiyor. Toplumların birbirini tanımaması ve eğitim eksikliği iki toplumu da olumsuz etkiliyor ve ilişkilerini zehirliyor. Arnavutlar Makedonya’yı “sahte demokrasi” olarak görürken, Makedonlar Arnavutları “sözde kardeş” olarak nitelendiriyor. Asıl sorun, Arnavutlara karşı, özellikle sosyal ve ekonomik alanlarda uygulanan “günlük ayrımcılık”. Tek çözüm, zihniyetleri eğitim yolu ile değiştirmek. Zihniyetlerin bu muazzam dönüşümünden ise, sadece Makedon devleti değil, aynı zamanda iki toplum da eşit derecede sorumlu. Arben Xhaferi’nin de belirttiği gibi: “Anayasayı değiştirmeyi başardık. Şimdi zihniyetimizi değiştirmeliyiz ki etnik çatışmaları engelleyebilelim”. Bu yaz ya da sonbaharda Makedonya genel seçime gidecek. DUI Başkan Vekili Rafiz Aliti iddialı: “Şu an, kamuoyu yoklamalarına göre, partimiz tüm ülkede en popüler ikinci parti konumunda”. Büyük Makedon partileri çeşitli anlaşmazlıklar ve bölünmelerle kendilerini tüketmeye devam ettiklerine göre bu üç Arnavut partisinden birinin en azından bir koalisyon ortaklığı elde etmesi kesin gibi görünüyor.

Kosova

Kosova, bir devrin başlangıcı. Osmanlı’nın Osmanlı olmasında çok şeydir Kosova. 1389’da kati bir şekilde başlayan Balkanlardaki Osmanlı varlığı 1912’lere kadar devam etmiş, geçen beş asırdan uzun zaman dilimi, Arnavut ve Boşnak unsurlarla Osmanlı’yı ayrılmaz bir bütün haline getirmiştir. Devlete verilen onlarca Boşnak ve Arnavut veziriazam bunun önemli bir kanıtı kabul edilebilir.

Kosova’nın en eski sakinleri olan Arnavutlar, yurtlarının stratejik değeri nedeniyle olsa gerek Balkanlardaki uzun maceralarında hep büyük güçlerin topraklarının bir parçası olarak kaldılar. Bu uzun tarih çizgisi boyunca Osmanlı’nın Kosova, İşkodra, Yanya ve Manastır vilayetlerine yayılan Arnavut nüfus İslamla şereflendikleri bu dönemde aynı zamanda en müreffeh günlerini yaşadılar. Osmanlının Müslüman milletinin parçalarından biri olarak devletin Boşnak unsurlarıyla birlikte Balkanlardaki istikrar göstergesi oldular. Bu durum bugün de değişmiş değildir. Bosna-Hersek, Arnavutluk ve Kosova büyük ölçüde Türkiye’nin Balkanlardaki istikrar tablosunu oluşturmaktadır.

II. Viyana yenilgisi ile kısmen başlayan ve 1878’lerde bir ucu Anadolu’ya varan çekilme süreci en çok Osmanlı’nın serhat boylarını vurmuştur. Balkanlardaki Ortodoks unsurların hareketlenmeleri bölgedeki Müslümanlarda tarifsiz acılar bırakmıştır. 93 Harbi ile iyice artan göçler, Balkan Savaşları ve ardından başlayan Dünya Savaşı’nda durmamış; hatta iki dünya savaşı arası dönemde de sürmüştür. Sırpların saldırılarıyla bitmeyen hak ihlalleri süreci Arnavutları çift yönlü bir tehlike ile karşı karşıya bırakmıştır: Kendi yurtlarından sürülmek ve vatanlarının yönetimini kaybetmek.

Bugün her türlü ihlale rağmen Arnavutların bu çift yönlü direnişleri sürmektedir. 1913 Londra Sefirler toplantısında onanan Sırp işgali, II. Dünya Savaşı yıllarında bu topraklar kısa süreli olarak el değiştirse de savaş sonunda durum aynı kalmıştır. Arnavutlara Kosova topraklarında verilen belirsiz özerklik, 1963’te en alt düzeye indirilmiş; 1968–74 süreçleri ise Kosova’yı neredeyse cumhuriyetlerle eşit düzeye getirmiştir. Tito sonrası dönemde vahşeti tüm detaylarıyla tanıyan Arnavutlar 1989 süreci ile Miloşeviç’li acı dolu yılların şahidi olmuşlardır. Bu dönemde Arnavutların hakları tamamen gasp edilmiş, Kosova sıradan bir Sırp vilayetine çevrilmiştir.

Komünizmin çökmesiyle Arnavutlar, hem Yugoslavya’nın dağılma savaşlarının yakın şahidi olmuş, hem de o güne kadar Yugoslavya’da bir cumhuriyet haline gelmek olan hedeflerini bağımsızlık olarak değiştirmişlerdir. 1998 Sırp-Arnavut Savaşı süreci Rugovalı pasif direnişin yönünün değiştiği tarih olmuştur. Arnavutlar 15 bine yakın evlatlarını bu savaşta feda etmişlerdir. Kosova’da 1999 Haziran’ından itibaren başlayan “manda yönetimi” hâlâ sürmekte; Arnavutlar kendilerini bağımsız yapacak süreci beklemektedirler. Bu zor ve engellerle dolu süreçte sona doğru yaklaşıldığı ne kadar doğru ise, uluslararası toplumun Kosovalılara bağımsızlığı vermek istemedikleri de o kadar doğru ve gerçektir. Fakat Arnavutlar azimle özgürlüklerini aramaya devam etmektedir.[6]

Çamerya

Çam Arnavutları (Arnavutça'da Çamë) II. Dünya Savaşı sonlarında vuku bulan katliamlara kadar Yunanistan sınırları içindeki, Epir bölgesi sahil şeridindeki Çamerya bölgesinde yaşamış ve büyük çoğunluğu Müslüman olan Arnavut toplumuna verilen isimdir. Bu toplumun büyük kısmı 1945 olaylarından sonra, öncelikle Arnavutluk'a göçmek zorunda kalmış, bir kısmı da Türkiye'ye sığınmıştır. Çam Arnavutları

Ukrayna

Ukraynada soğuk topraklarda yasayan arnavutlarin tarihi ve arnavutca konusan 4 köy dillerini korumuslar,geleneklerini,kültürlerini adetlerini iki kültürü yasadiklari o ülkede korumuslar. bu geziyi 21.09.06 tarihinden 01.10.06 tarihine kadar ukraynadaki 4 köyü ziyaret ettim bu köyler arnavutlarin ikamet ettikleri köylerdir,1800lü yillarda karakur bölgesine yerlesmisler,köylerin ismi (sot)zhortojoveji)tyshki) ve gomorva (xhandran) ilk yelesim karakurt bu 4 köy arnavut köyü bu gün hala varliklarini sürdürüyorlar.büyük bir yoksulluk icinde,evlerini pismis balciktan imar etmisler,giris odasi ve isinmak icin basit bir ocak girisin diger odasi ise misafirlerin agarlandigi yer ,de bir ocakla isitiliyor,ayrica bir firinlik bir yer, balciktan oturmak amacli yapilmis bir minder,odayi ise kilimlerle güzellestirmisler,ev esyalarinin bir bölümü ise agactan yapilmis,havluda ise bir ekmek firini mevcut. bu dört köyün yaninda ise kiliseleri vardi,buradaki arnavutlar kültürlerini koruyorlar folklor ve korogyafileri var.kadinlar ise arnavut kültürünü yansitan kilimler dokuyorlar dokuduklari kilimlerin ise atalarinin motifleriyle süslüyorlar. Burdaki arnavutlar odesse sehrine 220km uzagina karakur bölgesinde bulgarlar ve gagauzlarla birlikte yasiyorlar, 1860 yilinda karakurttan bir bölümü ayrilip azov denizine 10 km uzaginda bir bölgeye yerlesmisler ve 3 köyü kurmuslar. En büyük arzulari rusca arnavutca sözlüge sahip olmak,müzik cd leri dvd ler folklorik oyunlari iceren kasetler,bayrak vs vs . Anlayamadigim bir sey var neden simdiye kadar kimse onlari ziyaret etmemis aramamis sormamis. Bir an önce bir komisyonun onlari ziyaret etmesi lazim,yoksa cok gec kalinmis olur,cünkü her birinin o zor göc yollarini ve cektikleri acilari anlatacak bir hikayesi var.Cok zor durumdalar benden yardim istediler cünkü tamir edilmesi gereken 3 tane kültür evleri varmis kilisede icinde imis.icme suyu icilecek durumda degilmis tahlil icin bir lt relik bir bidonu tahlile gönderdim felaket. görüstüklerimden bazilari,palina konstantin,kütüphanede calisiyor, radon pandor ise avukat,ivan karmyelyev ise 15 yil evelki karakur belediye baskani,vtor stamati ise turizimci,ve bir coklari.istekleri arnavutluk hükümetinden ve dünyanin dörtbir yanindaki arnavutlardan kendilerine yardim ebekliyorlar.

AGIM XHEMALI

Türkiye'de ki Arnavut Kültürünü Tanıtan Siteler

http://www.arnavut.com http://www.arnavuthaber.com http://www.arnavutweb.info http://www.arnavutcasozluk.com http://www.arnavut.info

Yurtdışındaki Arnavut Siteleri